Sendikal Haklarda Eşitlik: Unvan Değil, Çalışan Olmak Yeterli

Anayasa Mahkemesi’nin son kararı, çalışma hayatında sıkça tartışılan “beyaz yakalı – mavi yakalı” ayrımını kökten değiştirecek nitelikte önemli bir dönüm noktası oldu. Yüksek Mahkeme, bir çalışanın sadece “beyaz yakalı” olduğu gerekçesiyle sendikanın imzaladığı toplu iş sözleşmesinden (TİS) dışlanamayacağına hükmetti. Bu karar, Türkiye’de sendikal hakların sınırlarını yeniden çizdiği gibi işçilerin unvan ya da pozisyon farkı gözetilmeksizin aynı haklardan yararlanması gerektiğini de tescilledi.

Kararın merkezinde Rize’de madencilik sektöründe muhasebe şefi olarak görev yapan bir çalışanın başvurusu bulunuyor. Çalışan, sendikaya üye olmasına rağmen işyerinde imzalanan TİS’ten yararlanamadığını, kendisi ve benzer pozisyondaki bazı çalışanların “beyaz yakalı” denilerek kapsam dışına itildiğini belirtti. Yerel mahkemenin davayı reddetmesi üzerine dosya Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Yüksek Mahkeme ise, Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar vererek hem yeniden yargılama yolunu açtı hem de başvurucuya 34 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

Bu karar, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi ve artık emsal niteliği taşıyor. Kararda özellikle şu nokta vurgulandı: "Bir çalışanın toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında bırakılabilmesi için tek gerekçe, o kişinin işveren vekili statüsünde olması veya işveren adına TİS görüşmelerine katılmasıdır. Bunun dışında “beyaz yakalı” ya da “masa başı çalışan” olmak hak kaybına sebep olamaz."

Yorumlar

Popüler Yayınlar